Seyir Defteri – 29 Mayıs 2008 (555’inci yıl)

.
Bu gün, İstanbul'umuzun fethinin 555. yıldönümüydü.
Geçen seneki gibi büyük kutlamalar yapıldı şehrimizde…
Geç saatlere kadar bir yazı ekleyememiştim sitemize.
Baktım ki sevgili Tuba Karabey bir mektup göndermiş.
Burada onu yayınlıyorum.
M.E.
……………
.
Her sene 29 Mayıs kapsamında yapılan etkinliklerde mehteranın genellikle yer verdiği marş sizlerin de bildiği gibi Arif Nihat Asya'nın yazdığı "Fetih Marşı"dır.
 
FETİH MARŞI

Yelkenler dikilecek, yelkenler biçilecek,

Dağlardan çektiriler, kalyonlar çekilecek.
.
Elde sensin dilde sen, gönüldesin baştasın;
Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın.
Delikanlım işaret aldığın gün atandan,
Yürüyeceksin; millet yürüyecek arkandan.
Sana selam getirdim Ulubatlı Hasan'dan.
.
Elde sensin dilde sen, gönüldesin baştasın;
Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın.
…  
Bu kitaplar Fatih'tir; Selim'dir, Süleyman'dır.
Şu mihrap Sinanüddin, şu minare Sinan'dır.
Haydi artık uyuyan destanını uyandır.
.
Elde sensin dilde sen, gönüldesin baştasın;
Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın…
                                             [Güfte Yıldırım Gürses]
…..
Bilmem, neden gündelik işlerle telaştasın
Kızım, sen de Fatih'ler doğuracak yaştasın!
Sen ki burçlara bayrak olacak kumaştasın;
Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın.

Muammer Abi'm bu marş ne çok şey anlatıyor değil mi? Ne zaman dinlesem bir vebal hissediyorum.
Sonra aklıma… "Önce elinle müdahale et, başaramazsın dilinle, o da olmadıysa kalbinle buğz et" sözleri geliyor…
.
Bir de aklıma bir menkıbe geldi 🙂
Fetihle birlikte "Fatih" unvanını alan Sultan Mehmet Han yirmi bir yaşındayken Topkapı'dan büyük bir sevinç ile şehre girer. Çevresindekiler bu duruma çok da şaşırmazlar.
"Herkesin istediği, ama kimseye nasip olmayan bir nimete kavuştu" diyerek normal bir sevinç olarak düşündüler. Çevresindekilerin böyle düşündüğünün farkına varan Sultan buyurur ki;
"Sanmayın bendeki bu sevinç İstanbul'un fethi içindir.
Zamanımda Akşemseddin Hazretleri gibi bir zat bulunduğu için böylesine sevinçliyim."
.
Abiciğim haklı olarak kaynak yazılsın istiyorsun. O nedenle böyle bir açıklama yapayım; Ahmet Şimşirgil hocadan dinlemiştim (röportaj sırasında yazmıştık, inşaallah yakında yayınlanacak.) Fakat kitaplarında bu yazıyı bulamadım, emin olmadığımdan da kitabını kaynak olarak yazamadım "Kayı-2" diyemedim…
.
Fethin 555. yılını tebrik ederiz.
Dualarımız Fatih Sultan Mehmet Han'a, eğitimine önem veren babası 2. Murad Han'a; hocaları Molla Hüsrev Hazretleri'ne, Molla Gürani Hazretleri'ne, Akşemseddin Hazretleri'ne, Şey-h Ebül Vefa Hazretleri'ne ve nicelerine…
Ve siz kooccaman yürekli koccaman Sevgi Aileme 🙂
(Tuba Karabey)
 .
.
Mevlam şefaatlerine nail eylesin o büyüklerin.
Hem de her birimizi…
M.E.
.

2 yorum

  1. (Mevlam şefaatlerine nail eylesin o büyüklerin.
    Hem de her birimizi…
    M.E.)
    Aminn…
    Böylesine şanlı, şerefli insanların torunları olduğumuz için ne kadar dua etsek az ama yine de dualarımız her daim onlarla…

    KÜBRA BAŞER

  2. İSTANBUL’um!..

    Dolaşmalıyım seni Fatih’in gözleriyle
    Her köşenden damla damla
    Kalbime haz yükleyerek
    Cihanın eşsiz diyarı, gururum!
    Dünyanın kara sevdası
    Eyy aziz İstanbul’um!
    Ne mutlu ki gerçektir
    Ihlamurlara karışmış
    Aşk kokan
    Burcu burcu tarih kokan
    Nefesini soluduğum…

    Dolaşabilsem diyorum, her semtini karış karış
    Konuşabilsem sende tarihin izleriyle
    Anlatabilseydim her bir güzelliğini
    Avni’nin esininden, bir nebze esin alıp;
    Mahzun bırakmadan hiçbir zerreni
    Yazabilseydim
    Gösterebilseydim seni gönlümün gözleriyle…

    Yedi tepende birer taç
    Her semtine şeref verir, namı değer câmilerin
    Hanlar hamamlar mı dersin, kalelerin kulelerin
    Suya dalar geceleri
    Gökyüzüne batan minârelerin…

    Oynaşıyor dalgalarla, çakırkeyf düşen ışıklar
    Günde güneşte bir ayrı
    Mehtapta bir ayrı güzeldir, gözbebeklerin…

    Seni yaşıyor martılar masmavi gözlerinde
    Ben
    Kirpiklerinden birine tutunuyorum
    Gemiler geçiyor köprü gölgelerinden
    Ve
    Kızıl esvabını giyip
    Koynuna girince güneş
    Dilim lâl oluyor utanıyorum…

    Dolaşmalıyım seni ceddimin yüreğiyle
    Bakışlarımda
    Şehitlerimin kutsal zafer sevdası
    Avuçlarımda erguvan, lâle gül
    Avuçlarımda
    Atalarımın ufuk ötesi hayâli dolu dolu
    Hissetmelisin sana olan sevgimi
    Ve hatta öpüşlerimi duymalı
    Ey gül yüzlüm
    Bir yanağın Rumeli
    Diğeri ANADOLU…

    Sultan Yürük

    http://www.edebiyatdefteri.com/siir/77664/istanbul-um!–

    Özgürlüğün Mübarek olsun İSTANBUL’UM!.. Ebediyete kadar inşallah.
    Tekbirlerle, Fatih’ime seni gelin edebilmek için, bu uğurda mücadeleye katılmışların, cümlesinin Ruhları şad olsun. Gani gani rahmetler diliyorum saygımla…

    SULTAN YÜRÜK

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir