Söğüt dalları veya susuzluğu içmek [10 Aralık 2003 Çarşamba]

Sana bir şeyler yollamak hoşuma gidiyor, biliyor musun?..
…..
Karanlıktan korkan bir küçük çocuk gibi. Hani, seslenir de bekler gibi; kendisine bir sıcak sesin geri dönmesini…
İşte bu yüzden gönderip duruyorum bunları sana böyle, sebepli sebepsiz…
Sana, duygularımı ulaştırmak hoşuma gidiyor!

Biliyorum sana seslenirken; sesine, ve sesinden de sana tutunduğumu…
Biliyorum; kaybedersem eğer sesini, seni kaybederim. Seni kaybedersem de asıl ben kaybolurum!
Karanlık, kararır kalır içimde sonra; içinde zift donmuş demir variller gibi…
Donarım,,, kömürden heykel gibi!

Bakarsın halime, kıyamazsın…
Seslenirsin, sıcacık:
"Eğip boynunu, süzülmüşsün içime, salkımsöğüdüm…
Kış, habersizce ve amansızca bastırırken;
Her yaprağın dökülmüş yüreğime, ve her bir yaprağından yüreğim üşümüş!.."

Suya sarkan söğüt dalları gibi canıma sarkar canın…
Dalların çizer yüzüme, adını!
İçeriz, susuzluğu; birbirimizden…

Sana bir şeyler göndermek hoşuma gidiyor, biliyorsun; korktuğum için…
Karanlıklar korkutuyor beni, yani sensizlikler…
Sesini bunun için duymak istiyorum sessizliğin içinde; bu yüzden sesleniyorum sana, "mee"ler gibi bir kuzu…

Ben üşürken, her tüyümün her kıvrımında parmaklarını hissediyorum, ve titriyor her dalım, her yaprağım…
İçim dökülüyor, içim soyunuyor bir salkımsöğüt gibi yüreğinin üstüne ve görüyorum ürperdiğini her yaprağımdan!..

Ama, yine de duygularımı göndermek hoşuma gidiyor sana…
Yine de!

Stop
Muammer Erkul
10 Aralık 2003 Çarşamba

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir