Nisan’ın 22’si benim için çok anlama gelir. Annemin vefat günüdür, Gazetemizin kuruluş günüdür… Fakat bugün sadece “Tuğra Günü”nden bahsedeceğiz… Daha önce “Şehzadenin tuğraları” ve “Dağdan geçen gemiler” ismiyle de bu konuyu hikâye etmiştik ki www.turkiyegazetesi.com veya www.muammererkul.com adreslerinden okunabilir. Özeti şuydu: Defterinin başındaki oğulcuğunu izleyen Hümâ Hatun: “Bunlar nasıl tuğralar yavrum, direksiz kadırgalara benziyorlar!” Deyince küçük Mehmet: “Onların direğe, yelkene ihtiyacı yok ki anne” der! Annesi: “Tuğraların birer gemi ise neden denizde değil de, sanki bir tepe üstünde ve ardı ardına?..” Diye sorar. Bir an bakışırlar ama genç şehzade susar!
Sevgili Peygamberimizin müjdelediği “Fatih” olan Mehmed Han fethe hazırlanırken Rumlar da savunmaya hazırlanırlar. Haliç ağzına gerdikleri kalın zincir de bunlardan biridir. Fakat Sultan Mehmet, Haliç’e inmeye kararlıdır. Hesabını çoktan yaptığı projesini tatbike koyar… On beş sene kadar önce, bir çocukken, kırmızı kaplı defterine çizdiği hayalini gerçekleştirmenin zamanıdır: Önce imzasını gemilere, sonra gemilerini; “Mehmed bin Murad han muzaffer daima” yazan tuğrasına benzetmiş ve aynen defterine çizdiği gibi, gemileri dağdan Haliç’e indirmiştir!
Nisan ayının 22’nci sabahı; Mehmet Han’ın tuğrasına benzeyen Türk gemileri Haliç sularındaydı. 22 Nisan “TUĞRA GÜNÜ”ydü! Tuğra Günü; 22 Nisan’dı!..
Her şeyin her olayın gününü kutladığımız halde; neden bugüne kadar 22 Nisan’ı hiç kutlamadığımızı, bu muazzam hadiseyi hatırlayıp, idrake çalışmadığımızı anlamak güçtür!
Yarın 22 Nisan, Cuma. Tuğra Günü’nüzü tebrik ederim!
Stop
Muammer Erkul
21 Nisan 2011 Perşembe
Tuğra Günümüz kutlu olsun 🙂
Hicran Seçkin
Nerede Hümâ Hatunlar, nerede Fatihler?..
İçinde bir nebze Fatih sızısı olmayan, nereden bilsin Fatih’i, nereden bilsin Tuğra Günü’nü?
Zamanında ülkemizde sadece “Aile Planlaması” yapılmamış. Onunla birlikte “Dil Planlaması”, “Tarih Planlaması”, dolayısıyla, “Tarihi Şahsiyetler Planlaması” da yapılmış!
Neyse ki bu ‘planlamaların’ iç yüzü öğreniliyor artık ve daha da iyi öğrenilecektir dilerim.
Ve, Fatihler olmasa da, en azından, mümkün mertebe onlara layık olan torunları, evlatları yine göreceğiz inşallah…
Milletçe bu muazzam hadiseyi idrake çalıştığımız günler de gelecek elbet bir gün…
…
Ayrıca kıymetli anneciğinin de mekânı cennet olsun abiciğim…
Hicran Seçkin