Tut elimi [23 Kasım 2003 Pazar]

(…orda, yerde, bir el vardı;
tutulmamış bir el!..)

Tut elimi.
Hadi, tut elimi…
Öyle ki, seni; parmak uçlarımla, parmak izlerinden tanıyayım…
…..
Tut, elimi;
Yüreğindeki sıcaklığı duyayım…

Elim, bir gün tutulacaksa; işte bugün tutulmalı…
Ve elim, biri tarafından tutulacaksa, bu kim olmalı?..
…..
Tut elimi…
Elimi tutacaksan şimdi tut;
Canım cayııır cayır yanarken, ve kıpkızıl acılar sızarken bedenimden!..

..orda, yerde bir el vardı, gördün mü?..
…..
Tutulmamış bir eldi, veya kenetlenememiş iki elden biriydi!..
Ben düşerken, insanlar koştu elin o üzerinden…

Ben düştüm, kaldırıma boylu boyumca; karanlık oldu birden, gece sardı gündüzü!..
Ben,,, düşlerde uçan o küçük kuşum ya hani, tanımadın mı beni?..
Tutsana elimi…

Elimi tutacaksan şimdi tut… Canım yanarken,,, ve, acı sızarken kırmızı bedenimden!..
Elim… Elim, tutulacaksa bir gün; o gün, işte bugün olmalı…
Ve elim, biri tarafından tutulacaksa, bunun adı kim olmalı?..

Hadi, tut elimi…
Öyle ki, seni; parmak uçlarımla, parmak uçlarından tanıyayım…
Tut, elimi;
Yüreğindeki sıcaklığı duyayım…
…..
Sıtma taşıyan sivrisineklere daha çok benziyor, adına "insan" denilen bazı mahluklar;
Alacaklarından çok daha büyük zararlar vererek besleniyorlar!..
Ve, bir damla kan uğruna canlar seriliyor kaldırımlara…
…..
Şimdi artık;
Nasıl, "günaydın" denilebilir insanlara?..

Stop
Muammer Erkul
23 Kasım 2003 Pazar

 

2 yorum

  1. Elinizi tutanların ellerini bıraktırmak için ellerinin nasıl çimtiklendiğini, kollarının vurulan sillelerden morardığını, sırtlarına kamçılar şakladığını gördükçe cesaret edip de tutamadık elinizden… Biz de böylelerine sarıldık başka örnek gösterilmeyince…

    Ergen B.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir