Bugün gibi, dün ve her gün birer “harf”ti üstümde…
Bir avuç gün bir hafta;
Ve her o kadar harf ise, birer “kelime” idi…
Beyazdı zemin…
Tenim, bembeyazdı…
Gün gün diziliyordu harfler yan yana…
Haftalar kelimelerde beliriyor;
Ve cümleler aylardan süzülüyordu…
…..
Bir adım geriye çekildiğinde; yılları görüyordun her paragrafta!..
Beyazdı çoğunun rengi, ama taş veya mermer, yahut beton zeminler yükselmişti zamanın içinde…
En ilginç olan ise;
Yarım kalmıştı her biri, tam da cümlenin orta yerinde. Ve…
Kaldığı yere, öylece çakılmıştı!..
Beyazdı zemin…
Ve tenim, bembeyazdı!..
Her gün bir harf belirip üstümde; dün’ün yanına diziliyordu…
Bugün, ve dün, ve düne benzeyen günler; kelimeler, ve cümleler oluyordu!
İşte böyle… Aynen, bir beliğ mektup gibi… Bu kadar açık ve net yazılmış ne var şu dünyanın üstünde; ve çakılmış olan, zamanın koptuğu noktaya?..
…..
Beyazdı zeminim, ve çakılmıştım toprağın karasına!
Ben…
Mezar taşımım!
…..
Ve her insan…
Bir mezar taşından başka ne ki;
Yani her insan; kendi mezar taşından başka?..
………..
BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN.
Ve, üzerinize yazılmış her bir harf; yine sizin için, birer bayram müjdesi olsun!..
Stop
Muammer Erkul
26 Kasım 2003 Çarşamba