Vehip Sinan [18 Kasım 2007 Pazar]

Zamanın birinde bir televizyon kanalında Hasan Kaçan program yapıyor… Programın konusu Vehip Sinan.
“İyi de kim bilir, kim anlatır büyük ustayı”, diye kafa yoruyor. Hemi yazıp hemi de çizenlerden Demirhan Kadıoğlu’nu buluyor. Demirhan da düşünüp taşınıyor;
“İyi de ben tek başıma ne anlatabilirim, Vehip Usta’yı anlatacak onunla birlikte çalışmış biri lazım, bari Muammer’i bulayım” diyor. Muammer Erkul ise;
“İyi güzel, biraz biliriz Vehip ağabeyi, ama onu bizden çok daha iyi bilen, onunla hatıraları olan birinden sormak lazım”, diyerek Gürbüz Azak’ı arıyor:
“Vehip Sinan sizin eski dostunuzdur, bir programa katılacağız da, ne anlattıralım ona” diye soruyor. Gürbüz Azak ise diyor ki;
“Bilirsin, Vehip Sinan evinden çıkmaz. Çok sıkılırsa, ayda veya iki ayda bir Topkapı’dan bindiği otobüsle Silivri’ye kadar gider, ve aynı otobüsten inmeden geri evine döner!..
Bir gün de Karaköy’e gideceği tutar. Ama o kadar az çıktığı için evinden, yolu şaşırır, hangi yöne gideceğini bilemez. Hatta biraz ürkerek etrafa bakar… Nihayet birini gözüne kestirir; “hangi yöne gideceğimi bilse bilse bu bilir”, diyerek sokulur adama, derdini anlatır…
Adam uzuun uzun Vehip ağabeye bakar. Başını sağa sola sallar, ve aynen şöyle der:
“I don’t know Turkish!..”

Ben bunu hatırlattım, o da aynısını anlattı…
Vehip abi, kendine has bir hayal aleminde yaşadı bugüne kadar, ama hepimizi bu güzeller güzeli kendi hayal dünyasına çekti, kolumuza girdi, birlikte yürüdük, ve büyüdük!..
Yıllar önce, ilk çizgi denemelerimi beğenenler; “yeni bir Vehip Sinan geliyor” derlerdi de dünyalar benim olurdu!
Salih Suruç ile Can Alpgüvenç bir gün beni alıp Aksaray’daki evine götürmüşlerdi, onunla tanıştırılmıştım, bir “çizer adayı” olarak… Hasan Kaçan’ın programında, o günü de şöyle anlattı Vehip abi: “Evet, dedi… Muammer (eliyle işaret ederek) şu kadardı, ben de bu kadardım!..”
Dünya tatlısıdır Vehip usta ve kendiyle barışıktır…
Ama bir huyu daha vardır ki isimleri hatırlamaz! O gün programa gideceğiz ya, televizyondan araba gelmiş, Demirhan arabada, “Vehip abiyi daha iyi bilen kişi” olarak beni de aldılar, son olarak Fatih’teki Akdeniz caddesindeki evine gittik… Az sonra evinden inecek ya, ben hemen açıklama yaptım:
“Bakın, dedim. Birazdan Vehip Sinan gelecek, ama malum karikatüristtir, çok şakacıdır; benim ismimi bilmiyor gibi davranırsa sakın şaşırmayın!..”
Vehip abi geldi, daha yanımıza yaklaşırken;
“Muammeer, nasılsııın, dedi… Çoktandır görüşemedik!..
Yan yana oturduk arabada. Kapalı tuttuğu avuçlarında ne yazıyordu dersiniz?

Söz uzun, kesmek gerektir vesselam…
Dünya tatlısı, kıymetli büyüğümüz, Türk karikatürünün büyük ustalarından, Türkiye Gazetesi ve Türkiye Çocuk Dergisi’nde de uzun yıllar karikatür ve çizgi romanları yayınlanan Vehip Sinan için; İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Müdürlüğü ve Kültür AŞ. “Yaşayanlara Saygı” programları çerçevesinde bir vefa toplantısı düzenledi. (Katılım serbest) 19 Kasım 2007 Pazartesi günü saat 18.30’da Altunizade Kültür Merkezi’nde başlayacak olan toplantıda buluşalım mı?..

Stop
Muammer Erkul
18 Kasım 2007 Pazar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir