Hadi gelin bugün birilerini sinir edelim! Para kazanmanın ilk adımı olarak, isimlerinin başına “kadın” kelimesini ekleyenleri mesela… Ben bunu hiç anlamam işte; onca kadın derneği var ama acaba kaç tanesi yüzde yüz kadınların elinde?.. Merak ediyorum; “kadın” ismini kullanan bazı uyanık adamlar “cukka”yı mı götürüyorlar acaba?.. DDKTKÖD (yani Dereye DüşenDevamı

Anlamakta zorlandığımız çok kanunlarımız olmuş… Mintan yelek, potur çarık biri daha koşarak, ilçe sınırında bekleşen köylülerinin yanına varıyor. Başındaki kasketi çıkarıp bir diğerine veriyor. Kasketi giyen zavallı da aceleyle çarşıya koşarken, arkadakiler “oyalanmamasını” tembih ediyorlar! Biri ocaktan ucu korlu çırpıyı alıyor, diğeri lambanın şişesine eğiliyor. Biri ise cuvara’sını yakmak içinDevamı

Torunları olmakla şereflendiğimiz dedelerimiz, insanlar tarafından bilinip övülmeyi umursamadıklarından; bazı güzel işlerinin kaydını bile tutmamışlar… Hatta öyle işler ki bunlar (böyle bir şeyin mümkün olabileceğini bile) şimdilerde pek çoğumuzun kafası almıyor! Sadaka taşı, malum; içi görünmeyecek kadar yüksek, tenha bir yerde dikili duran, tepesi çukur, genellikle yuvarlak sütunların ismidir. VeDevamı

Cam Fabrikası grevdeyken 2, 3 aylıktı ve onu lojmanların kapısındaki gözcüler besliyordu. Grevciler gidince kedi kaldı. Çünkü bizim apartman, nöbet beklenen kapının hemen karşısındaydı… Böylece Minnoş büyüdü, önce anne sonra anneanne ve sonra mahallenin büyük büyük büyük ninesi oldu! Kendi adıyla anılan ve kendi gibi uzun yaşan ilk kızlarından biri,Devamı

Kedi sevgisi doğuştan gelir… Harmantepe’deki kedilerin bile isimlerini hatırlarım: İsmiyle müsemma Duman; tevellüdü kesin benden daha eski Dede ve o sıralar benim gibi bir yavru olan, siyah beyaz yamalı Boncuk. Ki eliyle kapıyı bastırarak Dede’yi içeri sokmazdı; bir yaşlı erkek için ne acı durum!.. Aynı bahçedeki ilk görevim: “Sakın civcivleriDevamı

yeniky

İnsan uçar mı? Uçar! Sonra konar. Ve tekrar uçup başka yerlere konar… Sen benim ilhamım gibi; omzumdaki beyaz güvercinim… Yahut kara korsanın macera arkadaşı, papağanım… Veya martı’m; gidip gelen, hayallerimin karşı sahillerine… Hayal de görsem, uydurduğumu da söylesen; iyi geliyor seni böyle düşünmek! Tatlısın, bunları duymak sana da iyi gelirDevamı

Bazı sözler, ok gibidir; saplanır, içinde kalır! Koşarsın acısıyla. Fakat asıl, oku yedikten sonra yol alırsın! Okun temreni tenindedir. Her adımda acı verir ve senden kopmaz. Çeksen, canın çekilir! Artık senin parçan olan, yani bir nevi “sen” olan ok’tur sürücün, farkında bile olmazsın! Bazı sözler, ok gibidir; saplanır, içinde kalır!Devamı

Bay­ram­lar bu­ra­da mî­rim, bay­ram ço­cuk­la­rı ne­re­de! (-Bay­ram­lar da­ha sık mı ge­li­yor ne? Ge­zin­mek­ten diz­le­rim ağ­rı­dı. İki bay­ram ara­sı ba­ca­ğı­mı uza­ta­cak va­kit bi­le ol­mu­yor! -Ya, hak­lı­sın. Bay­ram­laş­mak için aya­ğa kalk­mak­tan be­nim de be­lim tut­mu­yor!..) Es­ki bay­ram­la­rı mı, yok­sa es­ki bay­ram­lar­da­ki “biz”i mi arı­yo­ruz bu söz­le? Her­kes al­dı­ğı­nı ha­tır­lar, onun se­vin­ci­ni. BirDevamı

Kur­ban’da bir şey­ler du­ya­cak­san; ..kur­ban­lık­la­rın ba­kış­la­rı­nı din­le! ….. “Kur­ban ne­dir” so­ru­su­nun ce­va­bı; “tes­li­mi­yet”tir! Kur­ban de­mek; ke­si­le­cek hay­van de­ğil­dir, et de­ğil, bı­çak de­ğil­dir… Doy­mak, do­yur­mak, fa­kir­le­re et gös­ter­mek de­ğil­dir… Ke­se­me­yen­ler­den fark­lı ol­du­ğu­nu his­set­mek, ki­bir, tat­min de­ğil­dir… Kur­ban, de­mek; baş­ka bir şey­ler de­mek de­ğil­dir ni­ha­ye­tin­de… Kur­ban; tes­li­mi­yet­tir! İb­ra­him aley­his­se­lam, oğ­lu Haz­ret-i İs­ma­il’iDevamı

Bayram yaklaşınca sürüler görülür olmuştu. Kurbanlık seçmek isteyenlerse mezarlık yanındaki düzlükte çobanlarla konuşup mal sahipleriyle el sıkışıyordu. Koyunlar ürkmesin diye arabasından uzakta indi adam. Üç beş müşteriyle birkaç çocuk vardı sürünün başında. Boynuzlarından tutulmuş koçlar hakkında konuşuyorlardı. Başka bir koçu çeken çobana selam verdi adam: -Hangileri kurbanlık? Biraz dolaşacağım aralarında…Devamı

Evi­min­ki­ni ha­tır­la­ya­mam fa­kat İh­lâs Vak­fı’nın nu­ma­ra­sı­nı (0212 513 99 00) bi­li­rim; ga­ze­te es­ki­den bu­nu kul­la­nı­yor­du. Cep te­le­fon­la­rı ha­fı­za­la­rı­mı­zı esir et­ti, def­ter­cik­le­ri­mi­zi çö­pe at­tık, bil­di­ği­miz bü­tün te­le­fon­la­rı unut­tuk. Ama ben bu nu­ma­ra­yı unu­ta­ma­dım: 513 99 00… De­mek ki bu­gün yaz­mam için­miş! Pe­ki nu­ma­ra­sı­nı unut­ma­dı­ğım bu İh­las Vak­fı ve öğ­ren­ci yurt­la­rı önem­liDevamı

Kesi­lir, fa­kat o ka­dar bü­yük sak­sı, ya da şu ka­dar kü­çük bir kur­ban­lık bu­la­bi­lir­sen! Sak­sı­da kur­ban kes­mek ca­iz­dir ama yi­ne de sak­sı­da kur­ban ke-sil-mez… Sak­sı­da ke­se­mez­sen ban­yo­da ke­se­bi­lir­sin as­lın­da; ama ayak­la­rı ka­yar­sa, boy­nuz­la­rı ba­tar­sa ba­na su­rat as­mak yok! He­le ki elin­den kur­tu­lup sa­lo­na ka­çar­sa, ve he­le ki “ay­na­da­ki koç” ileDevamı

Hadi ba­na ce­vap ver: Öle­rek se­ni terk et­mem ile; Kü­se­rek be­ni terk et­men ara­sın­da ne fark var?.. Şu fark var, bu iki terk olu­nuş ara­sın­da: Bi­ri, her iki­mi­zin de ira­de­miz dı­şın­da… Ya­ni elin­de ol­ma­dan ve ya­ni elim­de ol­ma­dan; de­ri­in ve git­tik­çe de­rin­le­şe­cek bir acı sö­küp alı­yor be­ni sen­den… Di­ğe­rin­de ise;Devamı

İlaç şe­ker­le kap­lı ol­ma­sa; ..onu kaç ki­şi yu­tar! ….. Şükür­ler ol­sun; yağ­mur mev­si­mi ço­cuk­la­rı­yız… Ka­vu­ran ateş ve ku­ru­tan ku­rak­lık biz­den ön­ce­de kal­mış! Öy­ley­se za­man fi­liz gör­mek is­ti­yor ar­tık ze­mi­nin üze­rin­de, fi­liz­ler gör­mek is­ti­yor… Han­gi fi­liz­ler?.. Yon­ca ile çı­nar bir­lik­te bur­nu­nu çı­ka­rı­yor top­rak­tan; ama bi­ri­nin öm­rü al­tı ay, di­ğe­ri­nin­ki al­tı yüzDevamı

Bir adam, bir şey­le­rin de­li­si ola­cak! Kal­bin­de­ki da­va­sı­nı; san­ki ci­ğe­ri­ne sap­lan­mış oku ka­nır­tıp kı­rar ve tem­re­ni­ni te­nin­de bı­ra­kır gi­bi için­de sak­la­ya­cak… Her adım­da ve her ne­fes­te du­ya­ca­ğı iş­te bu sı­zı­nın in­le­me­le­ri; ..onun des­ta­nı ola­cak! Bir adam, bir şey­le­rin de­li­si ola­cak! Her de­li ve­lî ol­mu­yor ama, ve­lî­li­ğin yo­lu de­li­lik­ten ge­çi­yor; ken­di­niDevamı

Al­lah in­sa­nı şa­şırt­ma­sın; son­ra ne ya­pa­ca­ğı­nı şa­şı­rır! Ge­ce­le­ri te­le­viz­yon­da, sa­bah­la­rı ga­ze­te­ler­de ken­di­ne ba­kıp ba­kıp gül­sün mü, ağ­la­sın mı ka­rar ve­re­mez! ­Her şey bir ya­na “on­la­rın­ki­ler çar­şaf­lı, bi­zim­ki­ler C­Har­şaf­lı“ man­tı­ğı a­ca­ba kaç nu­ma­ra bir man­tık­tır ve es­ki bir lam­ba şi­şe­si gi­bi han­gi an­ti­ka­cı­da bu­lu­nur?..   ­Kö­şe­miz bir si­yasî kö­şe de­ğil­dir el­bet­teDevamı

Bir­kaç sa­tır not ya­zı­yor­dum, ir­kil­dim bir­den… Çün­kü yaz­dı­ğım kâ­ğı­dı oku­dum ki, şöy­le ya­zı­yor­du: Ya siz­ler ol­ma­say­dı­nız! Ya siz­ler ol­ma­say­dı­nız?.. Ol­ma­say­dı­nız! Me­se­la; ay­na ne gös­te­re­bi­lir, ba­kan ol­ma­yın­ca? Yo­lu ol­ma­yan şe­hir­ler ne­ye ben­zer ve­ya an­la­mı ne ka­dar olur şe­hir­le­re çık­ma­yan yol­la­rın?.. Oku­ya­nı ol­ma­yan mek­tup­lar; gö­ğü vu­ran ok­la­ra ben­zer­di! Öy­le de­ğil mi? Ço­ğuDevamı

Her mil­le­tin ken­di­ne has tö­re­le­ri, sim­ge­le­ri; ma­sal­la­rı, ef­sa­ne­le­ri var­dır… Mil­let ol­mak; “ay­nı gü­nün ışı­ğın­da hep bir­lik­te ay­dın­lan­ma­yı ve ay­nı ge­ce­nin ka­ran­lı­ğın­da bir­bi­ri­ne des­tek ol­ma­yı” bi­le­bil­mek­tir, de­ğil mi?.. “Er­ge­ne­kon ne­dir” is­min­de bir ya­zı ya­zıp; “Er­ge­ne­kon’un, Türk mil­le­ti­nin Or­ta As­ya’da­ki ef­sa­ne­vî yur­du ol­du­ğu­nu… Ase­na isim­li kur­dun sü­tüy­le ha­yat­ta ka­lan son Türk oğ­lun­danDevamı

Tabu­nun ve ta­as­su­bun çe­şit­li kar­şı­lık­la­rı var­dır, her­ke­sin söz­lü­ğün­de. Ama yi­ne de her­kes ken­di söz­lü­ğü­nün ke­li­me­le­ri­ne ba­kar ve oku­du­ğu her ke­li­me­den yi­ne ken­di­ne gö­re ma­na­lar çı­ka­rır… Hâl­bu­ki… Ta­bu­lar; ta­but­lar gi­bi­dir, di­mağ­la­rın dı­şın­da… Dü­şün­ce­ler­se, bu ta­but için­de kal­mış si­nek! Ha­yal, ta­bu­tun “dı­şı­nı da” me­rak et­mek… Me­rak et­mek­se; kor­ku ile yüz­leş­me­nin ka­yı­ğı! Ha­yalDevamı

Çayın da ta­dı ne gü­zel­di de­min! Ko­ku­su mis gi­bi ya­yıl­mış­tı, oda­ya. Bi­raz şe­ker, bil­lur bir kır­mı­zı­lık ve off; kıv­ra­na­rak tü­ten bu­har… Sı­ca­ğı, par­mak uç­la­rın­dan içi­ne iş­ler­ken yu­dum yu­dum içer­sin. Ama son­ra; “Ta­dı da de­min ne gü­zel­di ça­yın” der­sin! Sa­hip­le­nir­sin bi­ri­ni; onu, şu­nu, be­ni… Uzak­ta da ol­san; bi­lir­sin ki kar­şın­da­dır, san­kiDevamı