Şakaya gelmez!.. [14 Temmuz 2002 Pazar]

Ha bir FIRININ içine girmek, ha bir İNSANIN içine girmek…
Erbabı değilsen; Yanarsın!.. 

Erzurum’dan haberin vardı, değil mi?.. Söylenenleri duymuş, yazılanları okumuş, ve resimlerini incelemiştin… Bindiğin vasıtada; Erzurum’a kimlerin ve ne için gittiklerine de şahit olmuştun…
Sonra uzaktan gördün Erzurum’u, ve şööyle bir baktın…
Sonra biraz daha yaklaşıp koyun ve keçi sürülerini gördün; kepenekli çobanların, bir göz işaretiyle “kangal”larını oturttuklarını farkettin…
İlk kerpiç duvarlara vardığında ne düşündün bilmiyorum; ama ilerledin… Toprak sokaklarda çıplak ayakla gezen çocukları gördüğün zaman… Kenar mahalleleri aşıp camilere, hamamlara, konaklara ulaştığında ne düşündün gene bilmiyorum; ama hep ilerledin…
Şimdi sen; adım adım yaklaştığın bu şehrin tam ortasında durup;
“Nerde Erzurum’un, kumlarında dalgaların eridiği sahili, ve nerde altına uzanıp yatacağım hasır şemsiyem” diye bağırırsan, sana ne derler?..
Erzurum’dan habersizsen bu noksan kimin?.. 

Senin, “bilmen gerekiyor” nereye gittiğini; ve biliyorsun da zaten!..
Biliyorken… Ve de yolun bu noktasına kadar da gelmişken, artık söylenmeye hakkın yok; Venedik’te Konya ovasını… Aden’de, Rize yağmurlarını… Moskova’da Mersin sıcaklığını bulamadığın için…
Çünkü, sen geldin!..
Sen geldin horoz seslerini de, köpek havlamalarını da; müezzin seslerini de, kilise çanlarını da duya duya. Yani biliyordun nereye geldiğini… Ve zaten görüyordun da siluetini varacağın yerin!..
Çöle saplanmış biri; “ben bu yolu ormandaki patika sanmıştım”, diyebilir mi?.. Beyninin pişmesi mi gerekiyor insanın, bastığı yerin orman yeşili mi, yoksa çöl kumu mu olduğunu anlaması için?.. 

Bir insanın içine sokulmak, farksızdır bir fırına girmekten…
Erbabı değilsen; yanarsın!..
Ve üstelik “ben” dediğin ne varsa, yakar bırakırsın o fırının içinde!
Ateş; şakaya gelmez!.. 

Bir iki kişi de bu anlattıklarımızı;
Yıllaar sonra, bu sayfaya sarılmış bir paketin üzerinde bu yazıyla “tekrar” karşılaştıkları zaman anlayacaklar!..
O da olur;
Anlamaktır mühim olan, doğru olanı anlamak…
Yer ve zaman önemli değil!
…..
“Bişr” dahi anladığında, çamurların içinde sarhoş yatmıyor muydu?..

Stop
Muammer Erkul
14 Temmuz 2002 Pazar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir