Işığım söndü! [28 Mayıs 2010 Cuma]

Yağı tükenmiş bir kandil gibi söndü ışığım!
Fitilimde ufalmış alevim can çekişirken; bütün şehirlerim de karanlığa gömülmüştü, fay yarıklarına düşen evler gibi!

Kandilim söndü;
Kanamadan, kendime söylediğim yalanlara!
Kanadı sorular içimde, kanattı sorular zihnimi; yine de bilemedim gerçek miydin, değil mi?..

Kuşsuz ağaçlar gibiyim şimdi ve çiçeksiz baharlar gibi…
İçimin bütüüün kelebekleri, dışıma nasıl kaçtı?.. Gözlerimin ateş böcekleri ne zaman karardı?.. Gökte martılar, öylesine kanadı açık ve damlalar, dalga uçlarında böylesine boşlukta nasıl donup kaldı?

Bir ağacın sarmaşığı gibi, benimdin!..
Binlerce parmağınla bedenime dolanmıştın, yüzlerce dudağınla tenime yapışmıştın; benden hayat emiyor, bana hayat veriyor ve birlikte hayat soluyorduk!
Ne oldu?..
Sarılmışken bana boylu boyumca…
Her yanımdaydın ama kökü kopmuş sarmaşıklar gibiydin artık bende; sararıyordun, sertleşiyordun, acıtıyordun!..

Hint fakiri gibi yemeden yaşardım seninle ve canımdan beslerdim seni… Fakat şimdi, bilmiyorum nedir canlı kalmanın yolu!
Dediler ki; insanı öldüren açlık değildir!.. Haftada bir lokma, ayda birkaç yudum bile yemese ölmez insan…
Neden ölür peki içimiz?
Alışığımızı kaybetmekten; al ışığımızı kaybetmekten!..

Bütün şehirleri karardı gönlümün; can çekişmeye başlarken küçülen alevim, fitilde…
Ve, yağı tükenmiş bir kandil gibi söndü ışığım!

Stop
Muammer Erkul
28 Mayıs 2010 Cuma

8 yorum

  1. Bütün şehirleri karardı gönlümün; can çekişmeye başlarken küçülen alevim, fitilde…
    Ve, yağı tükenmiş bir kandil gibi söndü ışığım!

  2. Işığım söndü ve ben artık daha ürkek oldum…

  3. “Neden ölür peki içimiz?
    Alışığımızı kaybetmekten; al ışığımızı kaybetmekten!..”

    Demek ki bunun için ölmüştü içim; alışığımı alışığım olmaktan çıkarmaya çalıştığım için!..

  4. Kaybetmek korkusu…
    Hem kaybetmekten korktuğum hem avucumdan kayıp gidişini seyrettiğim sevdam geldi aklıma… Işıksız kaldığım yollar. Ben de ışıksız kaldım:(( Dallarımızda cıvıldayan kuşlar uçmadan önce kucaklayıvermeli sevdiğimizi…

  5. Bu yazıyı bana mı yazdınız Muammer abi? Söz olarak dilimden dökülemeyenler yaş olarak gözümden döküldü…

  6. İçimin bütüüün kelebekleri, dışıma nasıl kaçtı?.. Gözlerimin ateş böcekleri ne zaman karardı?..

    Ben sen biz olamadık ya işte o zaman

  7. İçindeki Ateşböceklerini öldürme, soldurma, söndürme…
    Kİ içindeki O IŞIK, O ZİYÂ sönmeye…

    İÇİMDEKİ ÇOCUK daima ışık oldu, ufuk oldu, rehber oldu. Haydi sen de içindeki çocuğa kulak ver, gÖnülden dinle onun sesini.
    O SANA gerçekleri, ışıkları, yolları ve
    TEK OLAN YARADANI bulacaktır…

    SAVAŞÇI

  8. Uff, nasıl bi yazıydı bu böyle :,(

    a.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir