Çağlar Network Türkiye’mizin gerçeği olarak 15 Martta başladı ve hızla “dünyanın bir gerçeği” olma yoluna girdi.
Sıfırdan başlamış bir network yani iş ağının iki ayda on bin kayıt sınırına dayanması, yeryüzünde görülmüş hadise değildir!
Bütün şehirlerimize hatta kasabalarımıza kadar yayılan market zincirlerine zaten alışmıştı insanlar.
Çağlar Network ise marketi kendi bilgisayarlarımıza getirmekte; insanları ürün arayıp mal taşımak derdinden kurtarmakta ve her satılan malın fiyatının içinde bulunan toptancı, perakendeci, reklâm, kira ve eleman masraflarınıysa üyesi olan müşterilerine iade etmekte…
Yani Çağlar’a “benim marketim” diyenler; kendi çevirdikleri ciro oranında şirkete ortak oluyorlar ki, bu kâr payları şimdiden bazı ailelerin ana gelirini geçti.
Elbette işin iki ayına değil; iki yıl hatta yirmi yıl sonrasına bakabilmek lazım.
Uzun vadeli ve büyük düşünmek lazım…
Bu yazıyı yazma sebebimse şudur: Network üyesi olan erkeklerden (evindeki hanımlara ürün ve işi sevdiremeyenlerin) % 99’u bu işi beceremeyecek. İddiaya varım ama denemeyin! Çünkü Çağlar çok büyük oranda aile işidir.
(Bekâr arkadaşlar ise, kendi alt gruplarına bol bol "aile" yerleştirecek ve böylece işlerini/organizasyonlarını güvenli bir şekilde kurmuş olacak.)
Network; omuz vurup yıkma işi değildir! “At biiin, yay geer, ok saal, kılıç çeek, hücuum Allah Allah Allah!..” tarzı bir Malazgirt savaşı da değildir…
Tam da Osmanlı tarzı bir nezaket, nezahet, letafet, nefaset, zarafetle; bakıp görmek, dokunup tutmak, koklayıp tatmak, anlayıp kullanmak ve çevreye sunmak işidir…
Kargı da odundur, fidan da…
Toprağa kargı saplamanın şekli bellidir.
Ama ipek köklerinin büyümesini, yapraklarının yeşillenmesini, dallarının uzamasını istediğimiz meyve fidanlarını dikmenin pek çok incelikleri vardır!
İşte bu incelikleri öğrenenlerin, öğrenmek isteyenlerin farkı; zaman içinde diğerlerinden çok açık olacak!
Muammer Erkul