Kör adamın maymunu [25 Nisan 2001 Çarşamba]

Kör adamın maymunu

Seslendiğini duydum. Baktım, eliyle beni çağırıyor. Koşarak yanlarına gittim. Cevizin altına sermiş oldukları kilimin üstünde oturuyorlardı. Dedem ağaca yaslanmıştı. Diğer üç kişi, sırtları eve dönük olduğu halde, ona bakıyorlardı.
“Gel bakalım paşa, dedi dedem…
Bir hikaye anlatacağım da, senin de dinlemeni istedim…”

 
 
Gözleri hiç görmeyen bir adam vardı.
Bu adam, hiç terk etmediği maymunuyla birlikte dolaşır, acıktığında ise üstünde canının istediği meyveler olan bir ağacın altına gider, karnını doyururdu.
İnsanlar şaşardı bu kör adama.
Hadi gölgesinin serinliğinden veya yapraklarının sesinden bulabiliyordu ağaçları da, hangi ağacın altında durduğunu nereden bilebiliyordu?.. Sordular da bunu bir gün. Dedi ki:
“Maymunum söylüyor!..”

Başına toplananlardan biri;
“Bize yalan söyleme” diye bağırdı…
“Bir maymun, bir ağacın ne ağacı olduğunu söyleyemez!..”
“Evet doğru söylüyor, diye konuştu körün meyve dolu heybesini karıştıran bir başkası…
Maymununun konuşamayacağı gibi, sen de ağaca çıkıp bu meyveleri toplayamazsın…”
“Sakin olun..” dedi gözleri ışıkla tanışmamış olan adam.
“Evet, biz sakin olalım, ama sen de bize söyle, başka bir sırrın olmalı!..”

“Bütün kilitleri açan bir anahtar, bütün problemleri çözen bir formül mutlaka vardır” diye konuştu kör adam…
“Ama görmek lâzımdır…
Göremediğin şey çoğu zaman, hemen önünde durmaktadır…
Aradığın, önünde dursa bile, kalbinle bakman lazımdır ki görebilesin herkesin görmediğini!..”

 
 
“Bu laflar iyi de, sen bize, şu torbandaki meyvelerin formülünü söyle bakalım… Çünkü bizim asıl merak ettiğimiz budur.”
“Bunun cevabı çok basit…
Maymunu kızdırıyorum!..
Bir ağaca rastladığım zaman yaklaşıyorum, ipini çözüyor ve maymunumu ağacın üstüne koyuyorum…
sesleri iyi duyarım ben. Maymunum da ağacın neresinde olduğunu anlıyor ve ona doğru küçük taşlar ve toprak parçaları atıyorum;
Onu rahatsız edişime kızıp, yemek için topladığı meyveleri bana fırlatmaya başlatıncaya kadar!..”

Bür süre sustu dedem, sonra;
“Evet, dedi… Demin sormuş olduğun soruya cevap oldu mu bu hikâye evlat?..”
Tebessüm ederek dedeme başını salladı, karşısında oturan yabancılardan biri…
Sonra devam etti dedem:
“Her kabın, içinde ne varsa dışına onu sızdırdığını söyler ya büyükler… Elbette doğrudur…
Elbette her insan, işte aynen o maymun gibidir;
Azıcık kızdırdığında hangi ağacın üstünde olduğunu hemen belli eder…
Bir insanı kızdır, hangi ağaçta olduğunu anla!..
O yüzden her birimiz, kendimize hangi ağacın üzerinde yer edindiğimize çok dikkat etmeliyiz!..

İşte o âmâ kişi de kafasına yaban kestanesi yerse vazgeçiyor, ama lezzetli elmalar, sulu ahlatlar yağarsa üstüne, maymununu daha fazla tahrik ediyor ve heybesini iyice dolduruyordu…”

———————————————————

Çalışmakla ilgili
* Çalışanlar, kötülük düşünmeye vakit bulamazlar. Çalışmayanlar ise, kendilerini kötülükten kurtaramazlar.
Hz. Ali
* Dertler için tek bir deva vardır; dünyanın bütün ilaçlarından iyidir; çalışmak.
Dale Carnegie
* Bir hizmette bulundu isem, bu çalışmaktan ve sabırla düşünmekten başka bir şey değildir.
Newton
* Durmak ölüm, taklit uşaklıktır, çalışmak ve yetişmek ise hayat ve hürriyettir.
L. Y. Rauke
* Başarı belki insana çok şey öğretmez, fakat başarısızlık çok şey öğretir.
Çin Atasözü
* Hareketler kelimelerden daha fazla konuşur, daha çok şey ifade eder.
Oscar Wilde
* Sana nasıl davranmalarını istersen, sen de başkalarına öyle davran. Fakat ilk iyi davranışı sen yap.
David Hume

Stop
Muammer Erkul
25 Nisan 2001 Çarşamba

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir