Biliyor musun, belki de “şu an ne yaptığından” daha önemli olan; “neye hazır” beklediğin!
Kızmaya hazır bekliyorsan, kızacaksın; hoş görmeye hazır bekliyorsan, hoş göreceksin; alay etmeye hazır bekliyorsan, alaya yelteneceksin!..
Neye hazır beklemekteysen; sonunda hazır beklediğin şeyi yapacaksın!
Alınırmış gibi bile şaka yapma; çünkü öyle tanınırsın ve tanındığın gibi davranmaya başlarsın!..
Önemli olan “neye hazır” beklediğin… İntihara hazır bekleyenlerin kendi canlarına kıydığı şaşırtır mı seni? Neden hayret edeceksin ki; hayatlarına kastedenlerin şuur altında hep bu sinsi ihtimalin pusuda bekliyor olduğuna?
Peki, sevmeye hazır beklemek çok mu zor? Mutlu olmaya, eğlenmeye, yapılması gereken işi görmeye, birilerine yardıma koşmaya hazır beklemek?
Neymiş önemli olan? Elbette; neye hazır beklediğin… Çünkü beklediğin ne ise, onu yapacaksın!
Hani örnektir: “Saydığın her kırmızı araba için 1 lira alacaksın” denen adam, caddenin kenarında gözünü bile kırpmaz. Vakti dolunca; “şu kadar kırmızı araba saydım” diyerek, araba başına 1’er lirasını alır ama o sırada derler ki:
“Peki kaç mavi araba geçti? Çünkü saydığın her mavi araba için de ayrıca on lira veriyorduk!”
“Ben sadece kırmızı arabaları saymak için hazır bekliyordum, hiç mavi araba görmedim ki” der zavallı adam!
Şimdi siz, hazır beklemekte idiyseniz; okuduğunuz bu yazıdan bir ders almak için… Aldınız bile!
Siz… Elinizdeki fırsatı birilerine sunmak için mi hazır bekliyordunuz; yoksa mazeret uydurmak için mi?
Biliyor musunuz, çoğu zaman; ne yaptığınızdan çoook daha önemli, “neye hazır” beklediğiniz!
Sağlam yazıydı…
GÖLÇİÇEĞİ
Peki kaç mavi araba geçti? Çünkü saydığın her mavi araba için de ayrıca on lira veriyorduk!”
“Ben sadece kırmızı arabaları saymak için hazır bekliyordum, hiç mavi araba görmedim ki” der zavallı adam!
Evet sevmediğimiz bir insana öfkelenmeye hazır olduğumuzda en ufak hatasında kıyameti kopartabiliyoruz, sevdiğimiz bir insan hayatımızı alt üst etse de hoş görebiliyoruz.
Çünkü onu sevmeye hep hazırız, Mevlam niyeti hayır âkıbeti hayır olan kullardan eylesin.
EMİNE
Ben de yorum yazmamak için hazır bekliyordum,
ama yazabildim…
Demek ki istenirse de değiştirilebiliniyormuş.
Yazının özü çok doğru, genelde bize gözüken yüzü bu yani.
Amma ben bir de şöyle düşündüm.
Yani bizleri hazırda bekleten; kısmetlerimiz…
Çünkü insanlar kendilerine kısmet olanı
yapabiliyorlar.
Kısmet olamayacaksa, bahane gibi bir engel de
gelip, avuçlarına düşüyor ve onu sunuyorlar.
Yani onları hazırda bekleten; kısmetleri…
Kısmette varsa, avuçlarını gevşetince düşüyor
bahaneleri de.
Fikrine muhalefet değildi hazırda bekleten beni.
İnan ki şu an içimden gelenleri yazdım.
Yani benim şu anda olduğum durum buydu.
Benim tezim de tartışılabilir elbette.
Evet evet de Muammer Erkul, siz hep böyle her
konunun özünden yakalamak zorunda mısınız?
Amman nazarlar değmesin.
Çook mâşallahlar bırakıyorum.
Çoktandır yazmadım ya, yazasım varmış işte.
Rabbim bu güzel hasletlerinden mahrum
eylemesin inşallah.
Dualarımla selamlar…
Sultan Yürük
Biliyor musun, belki de “şu an ne yaptığından” daha önemli olan; “neye hazır” beklediğin!
Kızmaya hazır bekliyorsan, kızacaksın; hoş görmeye hazır bekliyorsan, hoş göreceksin; alay etmeye hazır bekliyorsan, alaya yelteneceksin!..
Neye hazır beklemekteysen; sonunda hazır beklediğin şeyi yapacaksın!
Ben de sizin İstanbul’a dönüp, şu konuşacağımız çooooooooooooooook şey için hazır beklemekteyim :):))))
HÜLYA KOÇALAN