İnsanların en fazla nefret ettiği şeylerden birinin; kendilerine verilen “ödevi” yapmak olduğunu biliyorsunuzdur elbette… Umarım böyle algılamamışsınızdır, dün size “düşünmeniz için” söylediğim üç konuyu…
Onlar, şunlardı, değil mi?
“Bu günden önce sizi mutlu etmiş olan şeyleri… Bu gün sizin kendinizi mutlu hissetmenize sebep olan şeyleri… Bu günden sonra, gerçekleştiğinde mutlu olacağınız şeyleri düşünün.”
Düşünmüşsünüzdür elbette.
Hadi şimdi onları kâğıda dökelim ki önümüzde durabilsinler. Hazırsınız, değil mi?..
(İsteyen ayrı bir kâğıda da yazabilir, ajandasının veya her gün kullandığı defterinin ilk sayfasına yazabilir, çerçeve yapabilir, duvarına asabilir, hatta bana gönderebilir…)
(Hadi bakalım, şimdi üç tane penceremiz olduğunu düşünün.)
…
BİRİNCİ PENCEREMİZDEN “ŞİMDİ”YE BAKIYORUZ.
Şu an bizi mutlu eden, mutlu olmamıza sebep sayılabilecek, gerçekten kendimizi mutlu hissettiren şeylere…
Pencereden bakıyoruz ve diğerleri binlerce bile olsa, biz sadece bunları görmeye çalışıyoruz…
Tamam mı?
…
Ve en az üç tane sebep bulup buraya yazıyoruz.
(Örnek mi?
Kendimi çok mutlu hissediyorum; çünkü binlerce insan şu an hastanelerde acı içinde kıvrandığı halde benim sağlığım yerinde… Kendimi çok başarılı hissediyorum; çünkü yıllardan beri hiç işsiz kalmadım ve sevdiğim bir meslekte çalışıyorum… Kendimi çok mutlu ve huzurlu hissediyorum; çünkü beni seven ve benim de sevdiğim bir ailem ve dostlarım var… Kendimi çok iyi hissediyorum; çünkü şartlar ne olursa olsun kendimi tamamen yıpratmamı engelleyecek kadar inancım var… Kendimi çok iyi hissediyorum; çünkü dışarda güneş var… Kendimi çok iyi hissediyorum; çünkü masamda en sevdiğim çikolatalardan var…
Bu kadar örnek yeter.)
….
Şimdi boşlukları doldurmaya başlıyoruz:
1 Kendimi şu an çok iyi hissediyorum; çünkü ……….
2 Kendimi şu an çok iyi hissediyorum; çünkü ……….
3 Kendimi şu an çok iyi hissediyorum; çünkü ……….
(Yazanları tebrik ediyorum… Yazmayanlara ise sözüm yok. Çünkü onlar, yukarıdaki birkaç satır boşluğu eğer doldursalardı kendi içlerinde nelerin değişeceğini (değiştiğini) fark edebileceklerdi ancak!.. Ve bu duyguyu, (yazmadan) hiçbir zaman anlayamayacaklar ve üstelik bu yazının kalan kısmını, aynen; bizim kullandığımız harfleri kullandığı halde farklı bir dil ile yazılmış mektup gibi okuyacaklar!..)
…
İKİNCİ PENCEREMİZDEN “GEÇMİŞ”E BAKIYORUZ.
Geçmiş zamanda bizi mutlu eden, kendimizi gerçekten iyi hissettiren şeylere…
Pencereden bakıyoruz ve diğerleri binlerce bile olsa, biz sadece bunları görmeye çalışıyoruz.
Tamam mı?
….
Ve en az üç tane sebep bulup buraya yazıyoruz; bize kendimizi daha mutlu, daha iyi, daha başarılı, daha keyifli hissettirmiş olan en az üç şey…
(Örnek mi?
O gün kendimi çok mutlu hissetmiştim; çünkü sağlıklı bir bebek doğurmuştum…
O gün kendimi çok iyi hissetmiştim; çünkü babamın beni gerçekten sevdiğini kendi ağzından duymuştum…
O gün çok sevinmiştim; çünkü okul için, ailemden ve kendi şehrimden uzakta kaldığım yurtta ilk defa mektup almıştım…)
….
Şimdi sıra boşlukları doldurmakta. Hadi bakalım:
1 Kendimi o zaman çok iyi hissetmiştim, çünkü; ……….
2 Kendimi o gün çok iyi hissetmiştim, çünkü; ……….
3 Kendimi o zaman çok iyi hissettiğimi hatırlıyorum, çünkü; ……….
ÜÇÜNCÜ PENCEREMİZDEN “GELECEĞE” BAKIYORUZ.
Gelecek zamanda “ne” bizi mutlu edecek? Ne olursa kendimizi gerçekten mutlu hissedeceğiz?..
Pencereden bakıyoruz ve diğerleri binlerce bile olsa, biz sadece bunları görmeye çalışıyoruz…
Tamam mı?
….
Ve en az üç tane sebep bulup buraya yazıyoruz; bize kendimizi daha mutlu, daha iyi, daha başarılı, daha keyifli hissettirecek olan en az üç şey…
(Örnek mi?
Kendimi çok daha iyi hissedeceğim; (falan kişi) sağlıkla doğum yaptığında…
Kendimi çok daha iyi hissedeceğim; günün birinde biri gelse de sınavlarımın değil, “benim” nasıl olduğumu sorsa…)
….
Şimdi ise yine boşlukları dolduruyoruz:
1 Kendimi çok iyi hissedeceğim; ……….
2 Kendimi çok daha iyi hissedeceğim; ……….
3 Kendimi çok mutlu hissedeceğim; ……….
Niyeydi bu tavsiyeler sizce?.. Var, değil mi fikriniz?..
Tabii ki, çünkü dün, bu günkü yazının alt yapısı hazırlanırken çoğunuz hissetmiştiniz bu ince noktayı, takdirlerimi kabul edin.
Ve lütfen tekrar hatırlayıp dünkü hikayelerimi; bahçedeki ÇİÇEKLERE KONSANTRE OLARAK YAŞAYAN KİŞİ olun…
Ardından “memleketin tam orta noktası”ndan yola çıkan şaşkın adamdan ibret alıp, sizi; VARMAK İSTEDİĞİNİZ İSTİKAMETE DOĞRU GÖTÜRECEK vasıtalara binin!..
….
(Kendinize bir minik defter yapın. Ve bu üç maddeyi çoğaltabildiğiniz kadar çoğaltın, eğer benden bir tavsiye kabul etmek isterseniz.)
….
Bir MÜJDE ile mi bitirmemi istiyorsunuz bu günkü yazımı?..
Peki:
Eğer bunları yaparsanız, zaten benim yazılarımı okumaya falan da ihtiyaç hissetmezsiniz ki, galiba bu da sizin için en hoş müjdedir!
Stop
Muammer Erkul
22 Mart 2001 Perşembe