Yarama şiir bastım… [03 Mayıs 2001 Perşembe]

Yarama şiir bastım…

Tütün yoktu, tuz yoktu cââân; Yarama şiir bastım!..

Surda yâre yâreydi güllelerin izleri; bendeyse pâre pâre, dudaklarının!..
Surlardaki yaralar dolar, kapanır ve örülürken ben; her bûsenin deliğinden burçlara asılırdım!..

Yârelerimdi yârin göründüğü mazgallar;
Her delikten cansuyum canânıma bakardım!
İlaç yoktu, tütün yok ve tuz dahi yoktu cân;
Her kanayan yarama birkaç şiir sarardım!..

Palto yoktu, kazak yoktu; yorgan yok ve yatak yoktu…
Buz solurken ortalık, üstüme şiir aldım!
Ekmek yoktu, katık yoktu… Su dahi yok iken cââân; kaş çatmadan, karnıma yine şiir dolardım!..
“Ben” vardım önceleri, sonra “sen ve ben” olduk…
Ardından; senden bende, bir “yara” peydahladın;
… ve gittin!..
…..
Yarimin hatırası; bir öksüz “evlat gibi yarama” şiir bastım…
Ekmek yoktu, döşek yoktu…
ilaç yoktu, ve tuz yoktu…
Tütün dahi yoktu cââân;
Şiir bastım yarama…
Yarama şiir bastım!

———————————————————

Diyalog:

“Düşüncen değişmeli!..”
– Merhaba, sınavdan çıktım. Bu ders için Memoli’yi bile seyretmemiştim, ama… Sonuç yine aynı!.. Sevgiler.
– Aynı ne, beni gene, yine, hâlâ sevdiğin mi?!
– Ya, bak, canımı ve canını sıkmayayım diyorum, ama olmuyor. Elimden geleni yapıp çalışıyorum. Ya, inanmıyorum… Dersler… İyi ki sen varsın. İçimi ısıtan, gülümseten!
– Yapman gereken tek şey var; DÜŞÜNCEN DEĞİŞMELİ.
Olumlu…
Heyecanlı…
Yüksek beklentili…
Ümitli (olmaya çalışmalısın değil…)
OLMALISIN!..
…..
Bu, “ÖĞRENİLEBİLİR” bir şeydir; yani ses, müzik, resim gibi doğuştan gelen bir kabiliyet değil…
Herhangi bir oyun oynarsan sonunda bu oyuna alışırsın…
Varsay ki tanıştık seninle ve “aşığız” birbirimize. Ben seni bekliyorum heyecanla, sen ise heyecanla orada yapman gerekenleri bir an evvel yapmayı, aşman gerekenleri bir an evvel aşmayı bekliyorsun.
…..
Şunu kesinlikle biliyorsun ki;
“BANA DOĞRU GELMEKTESİN…”
Geliş yönün bana doğru; durmadan,
… yorulmadan
… ve heyecan içinde…
Biliyorsun ki;
ELBETTE BAŞARACAKSIN
… ve zaman senin lehine işliyor.

Ben, seni çağırıyorum uzaklardan;
“Hadi geel. Seni seviyoruum…”
…..
Sen bana sesleniyorsun:
“Seni seviyoruum…
Sana kavuşmamın yolu buysa onu mutlaka geçerim!..
Bu yolda önüme çıkan her şey küçük birer engeldir sadece…
Ben hepsini aşabilir ve SANA GELEBİLİRİM…

Bu güç elbette bende var;
Çünkü içimde bunu hissediyorum ve yapmam gerekenin, sadece; BENDE ZATEN VAR OLAN ENERJİYİ AÇIĞA ÇIKARMAK olduğunu biliyorum…
Bekle beniii;
BAŞARACAĞIM VE SANA ULAŞACAĞIIIM!
Seni seviyorum, seni seviyoruum…

(NOT:)
Hedefinizin… Yani ulaşmak istediğiniz şeyin, yerin veya kişinin; ne, neresi veya kim olduğu önemli mi?..
Bu cevap aslında, HİÇ KİMSENİN umurunda değil…
Mühim olan;
SEN NEYİ BAŞARMIŞ BİRİ OLARAK GÖRMEYİ DİLİYORSUN, KENDİNİ…
…..
Sen nerede olmak istiyorsun?..
Sen neye sahip olmak istiyorsun?..
Sen kimin yanında olmak istiyorsun?..
Cevap senin önünde…
CEVAP SENSİN!..
…..
İlk satırları oku yeniden. Orada şöyle diyordu ya;
“Yapman gereken tek şey var; DÜŞÜNCEN DEĞİŞMELİ.
Olumlu…
Heyecanlı…
Yüksek beklentili…
Ve ümitli (olmaya çalışmalısın değil…)
OLMALISIN!..

Stop
Muammer Erkul
03 Mayıs 2001 Perşembe

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir